Sözlü Tercümelerde Aksan Önemi

Sözlü Tercümelerde Aksan Önemi

Ardıl veya simultane türünden oluşan sözlü tercüme işlemleri, günümüzde birçok tercüme bürosunun sunduğu hizmetlerdendir. Sözlü tercümenin, yazılı tercümeye kıyasla çok daha zor, yapılan hatayı düzeltme imkânının da çok az olduğundan daha önceki yazılarımızda bahsetmiştik. Sözlü tercüme de karşılaşılan bir diğer zorlukta hedef dile aktarım yapmayı zorlaştıran aksan farklılıklarıdır. Sizlere bu yazımızda sözlü tercümelerde karşılaşılan aksan farklılığı sorunu üzerine bilgi aktarmayı amaçlıyoruz…

Ülkemizin değişik bölgelerinde dahi dilimiz, farklı aksanlarda konuşula biliniyor. Bu durum elbette yabancı diller için de mümkün olmaktadır. Çeşitli şive farklılıkları, yabancı bir ülkenin farklı bölgelerinde karşılaşabileceğimiz normal bir durumdur. Her söylenen cümleyi tam olarak idrak ettikten sonra hedef dile aktaran tercümanın dikkatli olmasını gerektiren bir husus, zaman zaman çevirmenlerin işlerini rahat yapmalarını zorlaştırıyor.

needoftranslation-1024×754 Sözlü tercüme yapacak kişi, kaynağı en doğru şekilde anlamalı ve hızlı bir şekilde hedeflenen dile çevirmelidir. Kaynağın konuştuğu aksan farkını anlayabilen ve doğru bir aktarım yapabilen tercüman işlerin yolunda gitmesini sağlayacaktır. Fakat aksan farklılığından ötürü kaynağın söylediklerinden bir bölümü dahi kaçıran tercüman, dikkatinin de dağılmasının etkisiyle sonraki cümleleri anlayıp hedef dile çevirmekte sıkıntı yaşayacaktır. Bu da öncelikle tercüme hizmetinin kalitesini düşürürken, sözlü tercümedeki en önemli unsurlardan biri olan hız faktörünü de olumsuz yönde etkileyecektir.

Bu durumun üstesinden gelebilmek için, sözlü tercüme hizmetini yerine getirecek olan tercüman, kaynak dilin konuşulduğu ülkenin sosyal ve kültürel değerlerini iyi tanımalıdır. Hangi dil olursa olsun, dilin yapısında zaman içerisinde küçük değişiklikler oluşabilir. Farklı kültürlerle etkileşim de dile, yeni terim ve sözcüklerin girmesine, bir kelimenin söyleniş biçiminde değişikliklere dahi neden olabilmektedir. “Ben bu dili nasıl olsa biliyorum” mantığını benimseyerek, kendini geliştirmeyi önemsemeyen tercüman, bahsettiğimiz bu değişiklikleri de yakalayamayacaktır.

serbest-tercumanlarin-is-yuku

Görüldüğü üzere, bir dili yalnızca gramer yapıları ile öğrenmek, sözlü tercüme için yeterli bir seviye olmayacaktır. Dilin sürekli gelişim içerisinde olan bir iletişim aracı olması, zaman içerisinde bazı farklılıkları da beraberinde getirebiliyor. Dolayısıyla sözlü tercüme hizmeti sağlayacak olan tercüman, bu farklılıkları yakalabilecek bilgi ve kültür birikimine sahip olmalı, gündemden uzak kalmadan çalışmalarını sürdürmelidir. Kendini yenilemeyen, geliştirmeyen bir tercümanın uzun vadede sözlü tercüme hizmeti sağlaması olanaksızdır.

Anahtar kelimenizi girin